22 Mart 2018

Paris Mimarı - Charles Belfoure



Kitabın yazarı Charles Belfoure bir mimar, kitabın karakteri Lucien Bernard bir mimar, kitabı okuyan ben bir mimar ve okumaktan çok büyük keyif aldığım bir kitap… “Paris Mimarı” Belfoure’un ilk kitabı ve bence kesinlikle okunmayı hak ediyor…
1942 yılının Paris’indeyiz… II.Dünya Savaşı ve Paris Alman işgali altında… Bu şartlarda Paris’te yaşamak zorken bir Yahudi olarak yaşamak neredeyse imkansızdır. Yetenekli mimar Lucien Bernard’a ünlü iş adamı Manet tarafından bir teklif gelir. Paraya ihtiyacı olan ve umutsuz evliliğini sürdürme gayesinde olan Lucien, bu tuhaf teklifi kabul eder. Yapması gereken, mimari yeteneğini ortaya koymak ve zengin Yahudilerin evlerine onların Gestapo’dan başarılı bir şekilde saklanmaları için gizli bölmeler inşaa etmektir. Bir taraftan Manet’in yeni fabrikası ile ilgili de çalışan Lucien, bu yeni işinde giderek uzmanlaşır ve pek çok Yahudi’nin kurtularak kaçmasına yardımcı olur. Yaptığı iş çok tehlikelidir ve zamanla Lucien kendi hayatının da büyük risk altında olduğunu anlar…
İkinci Dünya Savaşı ve Yahudi soykırımı hikayesi, Paris ve Parislilerin yaşadıkları, doğma büyüme Parisli Yahudilerin dışlanması, zamanın mimari akımı Almanya doğumlu “Bauhaus” ve Lucien’in akılcı tasarımları güzel bir kurgu ile okuyucuya sunuluyor. Ben “Paris Mimarı”nı çok beğendim, alın ve okuyun… Bahariye’deki Penguen Kitabevi’nde şu an indirimde ve sadece 5 TL… Benden söylemesi…



 The Paris Architect


Tozlu Rüyalar Kitapçısı - Cynthia Swanson



1950’lerin Amerika’sında geçen “Tozlu Rüyalar Kitapçısı” Cynthia Swanson 'un ilk romanı… Ve kurgusuyla oldukça başarılı…
38 yaşındaki Kitty’nin iki yaşamı vardır: Asıl hayatında bekar ve en yakın arkadaşı ile bir kitabevi işleten genç bir kadın- ki hayatı evi, işi, annesi, babası ve kedisi ve kitaplarından ibarettir… Rüyalarında ise sevdiği adamla evlenen, üçüz çocuk sahibi zengin bir kadın… Ve ne zaman uykuya dalsa, rüyasındaki hayatı kaldığı yerden devam eder…
Uyanıp uyandıkça iki hayatı arasında geçişler yaşar… Rüya mı gerçektir? Asıl hayatı mı rüyadır? Acılar insanı nasıl etkiler? Kişinin psikolojisi neye göre değişir? Baştan sona merakla okunan, okuyucuyu, romanın kahramanı ile birlikte adım adım gerçeğe yaklaştıran oldukça sürükleyici bir roman… Özellikle 1950’lerin tutucu Amerika’sı ile ilgili arka plandaki gerçekler oldukça sarsıcı…
Tabii kitabın büyük bir bölümünün bir kitapçı dükkanında geçmesi ve Kitty’nin kitap önerileri de “Tozlu Rüyalar Kitapçısı”nı keyifle okunabilir kılıyor…


The Bookseller


7 Mart 2018

Caroline - Neil Gaiman



"Kedilerin adları yoktur," dedi."Yok mudur?" dedi Coraline."Yoktur," dedi kedi."Siz insanların adları var. Çünkü siz kim olduğunuzu bilmiyorsunuz. Biz kim olduğumuzu biliyoruz, bu nedenle de ada ihtiyacımız yok."



Coraline, canı feci sıkılan bir kız çocuğu. Adının "Caroline" olarak yanlış telaffuz edilmesine ise gıcık oluyor. Anne ve babası, sadece kendi işleriyle meşguller ve pek onunla ilgilenmiyorlar. Yeni taşındıkları evde ise ilginç komşuları var... Üst katta, bir fare sirki hazırlığı içinde olan ihtiyar adam, alt katta ise iki eski aktrist yaşlı kadın...
Coraline, yağmurlu bir günde yeni evlerini keşfe kalkışır ve 153 mavi obje, 21 pencere ve biri kilitli 14 kapı sayar. Kapalı kapının kilidini açtıklarında, tuğla bir duvarla karşılaşırlar ve orayı tekrar kilitlemezler. Gece ortalık sessizleştiğinde Coraline tekrar kapıya bakar ve bu kez karanlık bir koridorla karşılaşır. Koridorun sonunda ise aynı ev ve ailesi ufak bir değişiklikle onu beklemektedir. Bu kez annesi onunla fazla ilgilidir, babası müthiş yemekler yapmaktadır, odası çok güzel ve renklidir ve eğlenceli oyuncaklar vardır tek anormallik, kapının bu tarafındaki herkesin gözlerinde düğme olmasıdır.  Coraline, gerçek evine döndüğünde anne ve babasının kaybolduğunu anlar. Ailesi, tuhaf bir gücün hapsindedir ve kurtuluşları Coraline'e bağlıdır. 
Korkunç yaratıklar, konuşan kibirli kediler, gerçek ailesini kurtarmak için çabalayan bir küçük kız... Sakın çocuk kitabı sanmayın... Çok korkacak, gerilecek ve ürpereceksiniz. Neil Gaiman'ın müthiş kalemiyle,  sınırsız hayal gücüyle, büyükler için bir çocuk kahramanlı hikaye... Ayrıca 2009 yılında çekilmiş bir de animasyon filmi var... Mutlaka izleyin...
Şimdi sırada Gaiman'ın Amerikan Tanrıları kitabı var. Bunlar dışında yazarın Sturdust ve Yokyer kitaplarını da severek okudum. Siz de keşfedin...

Coraline




Senden Sonra Ben - Jojo Moyes



Jojo Moyes'in "Senden Önce Ben" romanının devamı niteliğine olan "Senden Sonra Ben", Will'in ölümünden sonra Louisa'nın hikayesini konu ediyor. Genç ve aktif iş adamı Will'in bir trafik kazasının ardından boyundan aşağısının felç olduğunu, bakıma muhtaç kaldığını, bu duruma psikolojik olarak katlanamayıp kendi ötenazisini istediğini hatırlarsınız. Son 6 ay boyunca bakıcısı olan Louisa ile derin hisler paylaşsa da bu isteğini gerçekleştirmiş, bu durum da hepimizi gözyaşlarına boğmuştu...
Louisa, Will'in ondan beklediği hayatı bir türlü tam olarak gerçekleştiremez. Çok kötü bir işi, sevimsiz patronu vardır ve Londra'da küçük bir dairede mutsuz bir hayat sürmektedir. Hayata tutunabilmek için sevdiklerini kaybeden insanlardan oluşan bir terapi grubuna katılır. Orada tanıştığı yeni insanlar, onların yüzleştiği farklı acılar ve Will ile yeni bir bağlantı kurmasına sebep olacak sürpriz bir kişi Louisa'nın yeni hayatına yön verecektir.
İlk kitabı okuyanlar ve sevenler eminim ki benim gibi merak edecek ve bu kitabı da alıp okuyacaktır. Doğrusu iki kitap da çok müthiş bir edebiyat harikası değildi. Filmi yapılmamış olsa kesinlikle bu denli popüler olmazdı... Karar size kalmış...



After You





Hayatın Işıkları Yanınca - Serdar Özkan



Serdar Özkan'ın bu kitabı bir çocukla bir yunusun dostluğu hakkında... Sanki büyükler için yazılmış bir masal kitabı... Kahramanımız Ömer bir bölümde çocuk haliyle çıkıyor karşımızda, diğer bir bölümde büyük... Küçükken kendi meleğini arayan ve kendi adında bir yunusta karar kılan Ömer, yunusun ona gömmesi ve öldükten sonra okuması için verdiği kitabı gömdüğü yerde unutur. Bu ümidin kitabıdır. Zamanı geldiğinde bir küçük çocuğa devredilmelidir. Yıllar sonra büyüdüğünde, bu kitabın varlığı karşılaştığı ölüm meleği tarafından kendisine hatırlatılır ve Ömer görevini tamamlayıp kitabı yeni sahibine ulaştırır. 
Yazarın daha önce de "Kayıp Gül" adlı kitabını okumuştum. Kitapları sayılamayacak kadar çok dilde basılarak reklamı yapılan yazarın kitaplarını bir türlü sevemedim. Bence son derece şişirilmiş, vasat kitaplar... Vakit kaybından başka bir şey değil...







Bayan Kimble - Jennifer Haigh


Amerikalı yazar Jennifer Haigh'in ilk romanı olan "Bayan Kimble" tesadüfen okuyup çok sevdiğim kitaplardan biri oldu. Kitabın adına bakmayın aslında başrolde bir erkek var : Bay Kimble...
Gizemli Bay Kimble, hayatı boyunca üç kadınla evlenir... Kitap bu üç ayrı "Bayan Kimble"'ın gözünden Bay Kimble'ı anlatıyor... Üçü de onu arkadaşı ve ailesi olmayan biri olarak tanıyor ve geçmişi hakkında çok az şey biliyorlar. 
1961'de evlendiği Birdie'ye göre adam bir rahip ve Hamberly İncil Koleji'nde koro yönetiyor. Hassas Birdie ise aynı koroda iken onunla tanışıyor ve evleniyor... 
Joan ile 1969 yılında evleniyor. Florida'da bir havuz partisinde tanışıyorlar. Ve o zamanlar Bay Kimble başka bir kadınla nişanlı. Zengin bir kadın olan Joan, göğüs kanseriyle mücadele ederken bir yandan da kocasını tanımaya çalışıyor... 
Dinah ile olan evliliği 1969 yılında gerçekleşiyor. Dinah'ın yüzündeki mor doğum lekesine aldırış etmeyen tek adamdı ve Tanrı ile hiç alakası yoktu...
Ben bu kitaba bayıldım. Kurgusu muhteşem ve müthiş merak uyandırıyor. Eğer bir baskısını bulabilirseniz mutlaka okuyun...

Mrs Kimble




Tarihi Hoşça Kal Lokantası - Şermin Yaşar


Şermin Yaşar, ebeveynlik kitapları ve çocukları için yazdığı kitaplarla ünlenen ve "Oyuncu Anne" lakabıyla anılan bir yazar. Doğan Kitap'tan çıkan "Dedemin Bakkalı" ise okuduğum ilk kitabı...
"Dedemin Bakkalı" 29 kısa öyküden oluşan sıcacık bir kitap.
Yazarın dili o denli akıcı ve başarılı ki kimi öyküde kahkahalarla gülüp kiminde delice hüzünlenebiliyorsunuz. Bazısı da gerçekten derin izler bırakıyor. Öykü yazmak zor iştir ve okuru yakalamak zordur. Şermin Yaşar ise bunu çok iyi başarmış. Ben bayıldım...

En beğendiklerim mi:

Nasip
Tarihi Hoşça Kal Lokantası
Bekleme Salonu
Anahtar
Hacanne
Bamya
Diyet
Sıradan Anlar Fotoğrafçısı (-ki en güzeli)
Çay Bahçesi
Onuncu Yıl (-ki beni en derinden etkileyeni)
Gerisi Hikaye